26 Ağustos 2018 Pazar

umut-2


Buradan demiştim. “Umut veren hikayeleri paylaşmak istiyorum” diye.
Burada uzun uzun yazıştığımız ve en başından itibaren olabildiğince hızlı cevap vermeye çalıştığım bir hasta yakını, İsmail Bey ne güzel yazmış. Oturmuş uzun uzun anlatmış. Ümitsizliğe kapılmamamız gerektiğini söylemiş bize. www.engelliler.biz sitesinde paylaştığı yazıyı hiçbir yerine dokunmadan yayınlıyorum.

Sayfamızda yayınlamama izin verdiği için teşekkür ediyorum.
Babam 7 Nisan Cumartesi Günü kalp krizi geçirdi evden kahvaltısını yapıp çıkıyor her cumartesi olduğu gibi ilk olarak çalıştığı resmî kurumda ki işlerini gidip hallediyor sonra arkadaşlarıyla haberleşip her zaman olduğu gibi çay bahçesine gidiyorlar 

orda biraz oturuyor sonra midem ağrıyor diye arkadaşlarına serzenişte bulunuyor çok yakın arkadaşı babamın hal ve hareketlerinden kalp krizi geçirdiğini anlayarak babama durumu anlatıyor ama babam midem rahatsız diyerek eve dönmek istiyor ve ordan ayrılıyor ve yolda yürürken kalp krizi geçiriyor.

Yazması çok zor ama kalp krizi esnasında 10 dakikalık bir süre kalbi duruyor ve beynine oksijen gitmiyor hastaneye ulaştığında müdahale edilerek kalp çalıştırılıyor daha sonra doktor beni arayarak babanız hastanede kalp krizi geçirdi müdahale ediliyor dedi ve yüzüme kapattı ben anneme nasıl haber verdim nasıl söyledim hala hatırlamıyorum.

Hastaneye ulaştığımızda doktor durumu anlattı ve bilincinin kapalı olduğunu ve müdahale ettiğini söyledi ben ani tepki vererek "Doktor Ne Diyorsun Sen" Diye Tepki Gösterdiğimde... Doktorun Söylediği Cümle Hala Kulağımda "Ben Senin Babanı Hayata Dönderdim" sen ne diyorsun...Bizi hemen anjiyo İçin farklı bir hastaneye sevk ettiler geldik hemen ilk saatler değerlerin düzene binmesini beklediler tabi beklerken saniyeler dakika dakikalar saat oluyordu sonunda haber gelmişti anjiyo hazırlığı başladığını hemen alacaklarını söylediler anjiyo alındı tam 50 dakika anjiyosu sürdü ve kalp damar doktoru çıktığında sadece bir damarın tamamen tıkalı olduğu onun ise açıldığını söyledi 

bizlere asıl süreç şimdi başlıyordu hergün 10 dakika görebiliyorduk geceleri yoğun bakım önünde sandalyelerde yatıyorduk annem, ben ,kardeşim ve halam bir haber alırız diye 10 günümüz tepkisiz bilinç kapalı şekilde geçti doktorların ağzından çıkacak bir iyi kelimeye bakıyorduk doktor hergün şuan makinaya bağlı makina üzerinden nefesini alıyor bilinç halen kapalı ağrılı tepkilere cevap vermiyor vs iyi birşeyler duymayı çok istiyorduk bir çok kişiden dua geliyordu halam bütün arkadaşlarına eşe dosta herkesten dua istiyorduk dua o kadar önemli birşey ki inanmak ve gönülden dua etmek çok önemli 

10 günün sonunda babam gözlerini açtı ilk başta boynunu sonra el parmaklarını oynatmaya başladı doktoru bunların refleks olduğunu söylüyordu ama bizim inancımız vardı onlar refleks değil bizi duyduğunda yapıyordu daha sonraları ayakları oynamaya başladı bu gelişmeler oldukça bizim inancımız umudumuz daha da arttı zaten hiç kaybetmemiştik 

günler geçiyor ay oldu doktoru bize entübe süresinin dolduğunu boğazına trakestomi takılmasının gerektiğini söyledi ilk olarak tedirgin olduk geceleri uykum kaçtı yatamadım ama iyileşeceğine olan inancımız ile onu kabul ettik mecburduk boğazı delindi ve takıldı babama trakestomi yapılmasıyla daha hızlı toparladı bilinci tam açıldı bizleri isim olarak tanıdı.

Ramazan ayıydı sahura kalkacaktık ve o an hastaneden telefon geldi hemşiresi arıyordu annem açtı telefonu hemşiresi abla abi uyandı konuşuyor sizi istiyor dedi biz gecenin 2 sinde nasıl hastaneye geldik hatırlamıyorum araba sanki uçarak gelmişti geldik ve babam bizi istiyordu bu oldukça inancımız daha arttı umudumuz daha arttı.Tabii bir yandan seviniyorduk ama ummadığımız bir durum oldu babamın bu rahatsızlığı sırasında babaannem vefat etti...Günler geçtikçe babam daha toparlamaya başladı doktorlar el ve ayak üzerinde hemen geç kalmadan fizik tedavi sürecine başladılar her gün gelerek el ayak hareketlerini yaptırdılar.

3.aya girmiştik doktorları püre tarzında çorba meyve vermeye başlayabileceğimizi söylediler annem hergün sabah erkenden yollara düşüyor hem biraz geceki hemşiresinden bilgi alabilsin hemde birşeyler vermek için erkenden gidiyordu umudumuz gün geçtikçe artıyor umudumuzu kaybetmiyorduk yoğun bakım doktoru hastane fizik tedavisi yetersiz dışardan getirin sesi bizde babama dışardan bulduk gelen fizyoterapist babama hem fizyoterapist hemde psikolog olmuştu babama hem sorular soruyor hem moral motivasyon veriyordu.

4. aya gelmiştik yoğunbakımda babam haftanın 7 günü ayakta duran oturamayan babam 4 ay yoğun bakımda kaldı artık orayı kabul etmiyor üzerindeki paletler mama ng hortumu hepsini çekiyor 130 gün sonra yoğun bakımdan çıkıyor şimdi servisteyiz trakestomi süreci devam ediyor fizik tedavi devam ediyor. En azından şuan kahvaltısını yapıyor yemeğini yiyor.Çok sevdiği İbrahim Tatlıses şarkılarını açtığımızda şarkılarını söylüyor Çok sevdiği Fenerbahçe’nin maçını izliyor ve şuan takımın kalecisi kim dediğimizde söylüyor...Umarım en kısa sürede ayağı kalkar ve hastane ortamından ayrılırız...

Bana moral verme konusunda büyük destek olan Gürkan Akman Bey çok büyük yol gösterdi ona da burdan çok teşekkür ederim 52 Dakika adlı sayfası bana çok yol gösterdi kendisinin bilgileri yaklaşımı beni daha da umutlandırdı.

Burdan diğer hasta yakınlarına sesleniyorum hiç bir zaman sabrınızı umudunuzu inancınızı kaybetmeyin dualarınızı eksik etmeyin bu tür hastalıklarda bunlar gerçekten çok önemli başımdan geçen bu olayı bir sözle tamamlamak istiyorum.

"Bir Umuttur Yaşamak"
İsmail. Bayhoca

Sevgiyle kalın.
Bana ulaşmak isterseniz, hasta yakınlarının ve hastaların neler hissettiği sorarsanız ve biraz morale ihtiyacınız olursa bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Bloğumu takip ederseniz sizlere tüm deneyimlerimi paylaşacağım. Ve eğer sosyal medya hesaplarınızda paylaşırsanız pek çok insana moral verebilir.
Herkese acil şifalar. Dilerim.
Gürkan