Eve ilk gelişim
Eve geliş yolu
uzun sürmüştü ve ben yolu tarif etmiştim. Bu oldukça moral vericiydi. Demek
hafızam yerine gelmişti. Eve gelirken hemen bir şey fark ettim. Bizim eve giden
cadde ters yöne dönmüştü. Gidiş geliş olmuş, geliş gidiş olmuştu. O anda “daha
ne değişikliklerle karşılaşacağım acaba” diye düşündüm.
Eve
geldiğimizde on bir adımlık bir merdivenden inmem gerekiyordu. Herkes çok endişeliydi.
Hastanede denemiştik. Ve hatta bu yüzden eve ambulansla götürülmem
konuşulmuştu. Cesaretliydim, yapabilirdim. Açık hava iyi gelmişti. Heyeacanlıydım.
Hiç sorun
yaşamadan merdiveni kullandım. Birileri koluma girmişti ve hiç zorlanmadan
olmuştu. Kendime güvenim geri geldi.
“Her insan
geçmişiyle geleceğinin birleşim noktasında bulunur. Bulunduğu bu konum geçmişin
sonuçları iken geleceğin başlangıç sebeplerini oluşturur” der. Etem Xemgin (
Alevilin Kökenindeki Mazda İnancı ve Zerdüşt Öğretisi.)
Sanırım benim
de konumum tam bu basamaklardı. Denedim oldu, Yepyeni bir hayat, hem de çok
sıkıntılı bir hayat burada başlıyordu.
Eve geldiğimde
hasta olmadan önce uzandığım üçlü koltuk aynen duruyordu. Özlemle yattım yine.
Ama bu defa çok farklı. Eskiden keyifle yattığım o koltuk şimdi hastalığımdan
dolayı yatırıldığım bir yer olmuştu. Her şey eski yerinde ve hiçbir değişiklik
olmasa da bana çok garip geliyordu. Evimden hiç bu kadar uzak kalmamıştım.
Bazen günler süren seyahatlerim oluyordu ama böyle birkaç ay uzak kalmamıştım.
Ve sanki daha bir özlemiştim.
Arkadaşlarım
evde bekliyordu. Bir karşılama seremonisinden sonra nihayet yerime yerleştim.
Doğru düzgün oturamadığımdan ya koltuk kenarına yaslanıyor ya da uzanıyordum.
Herkes buradaydı. Dostlarım, kızlarım ve eşim. Mutluydum.
Akşam erken
olmuştu. Aralığın son günü olduğundan günler çok kısaydı. Yemek saati geldi. Yemek
yeme işim sıkıntılıydı. Hala püre ve yoğurt yiyebiliyordum. Henüz masada
oturamadığımdan sehpayla gelen yemeklerimi yemeğe çalışıyor ve masada
oturanları izliyordum. Benim gibi yeme içme işlerini çok seven biri için
zulümdü. Ama iyileşecektim. Azimle o sofraya oturum her şeyi yiyecektim.
İnatlıydım, en kısa sürede yeniden ayağa kalkacaktım. Hatta her yere gidip en
çok sevdiğim ve özlediğim her şeyi yeniden yiyecektim. İlerde nerelerde neler
denediğimi yazacağım. Bir gurme gözüyle değil, bir yemek sever gözüyle.
Eve geldiğimde
su içmeyi bile beceremiyordum hala. Bir koltuktan diğerine kızlarımın
yardımıyla geçebiliyordum. Ayağa kalktığımda adım atabiliyordum ama oturduğum
yerden kalkamıyordum.
Evim iyi
gelmişti bana. Kısa sürede toparlayacağıma inanmıştım. Onca zor süreçten
geçtikten sonra bu bile büyük kazanımdı.
“kazanımdı”
diyorum çünkü hayatla mücadelemi kazandığımı hissediyorum. Yeniden hayata
dönmek ve hızla iyileşebilmek.
Büyük
sıkıntılar çeken sevdiklerime göre, ben hayat mücadelesini kazanmışım. Hani “ölümden döndü” derler ya, ben
bildiğiniz “ölüymüşüm”. Büyük
çabalarla ve zor geçen günlerden sonra nihayet evimdeydim. Bundan sonrası da
ayrı bir serüven. Çok acı veren bir fizik tedavi süreci var. Uzun uzun
yazacağım.
Sevgiyle kalın.
Bana
ulaşmak isterseniz, hasta yakınlarının ve hastaların neler hissettiği
sorarsanız ve biraz morale ihtiyacınız olursa bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Bloğumu
takip ederseniz sizlere tüm deneyimlerimi paylaşacağım. Ve eğer sosyal medya
hesaplarınızda paylaşırsanız pek çok insana moral verebilir.
Herkese
acil şifalar. Dilerim.
Gürkan