12 Ağustos 2017 Cumartesi

Eve ilk gelişim

Eve ilk gelişim
Eve geliş yolu uzun sürmüştü ve ben yolu tarif etmiştim. Bu oldukça moral vericiydi. Demek hafızam yerine gelmişti. Eve gelirken hemen bir şey fark ettim. Bizim eve giden cadde ters yöne dönmüştü. Gidiş geliş olmuş, geliş gidiş olmuştu. O anda “daha ne değişikliklerle karşılaşacağım acaba” diye düşündüm.
Eve geldiğimizde on bir adımlık bir merdivenden inmem gerekiyordu. Herkes çok endişeliydi. Hastanede denemiştik. Ve hatta bu yüzden eve ambulansla götürülmem konuşulmuştu. Cesaretliydim, yapabilirdim. Açık hava iyi gelmişti. Heyeacanlıydım.
Hiç sorun yaşamadan merdiveni kullandım. Birileri koluma girmişti ve hiç zorlanmadan olmuştu. Kendime güvenim geri geldi.
“Her insan geçmişiyle geleceğinin birleşim noktasında bulunur. Bulunduğu bu konum geçmişin sonuçları iken geleceğin başlangıç sebeplerini oluşturur” der. Etem Xemgin ( Alevilin Kökenindeki Mazda İnancı ve Zerdüşt Öğretisi.)
Sanırım benim de konumum tam bu basamaklardı. Denedim oldu, Yepyeni bir hayat, hem de çok sıkıntılı bir hayat burada başlıyordu.
Eve geldiğimde hasta olmadan önce uzandığım üçlü koltuk aynen duruyordu. Özlemle yattım yine. Ama bu defa çok farklı. Eskiden keyifle yattığım o koltuk şimdi hastalığımdan dolayı yatırıldığım bir yer olmuştu. Her şey eski yerinde ve hiçbir değişiklik olmasa da bana çok garip geliyordu. Evimden hiç bu kadar uzak kalmamıştım. Bazen günler süren seyahatlerim oluyordu ama böyle birkaç ay uzak kalmamıştım. Ve sanki daha bir özlemiştim.
Arkadaşlarım evde bekliyordu. Bir karşılama seremonisinden sonra nihayet yerime yerleştim. Doğru düzgün oturamadığımdan ya koltuk kenarına yaslanıyor ya da uzanıyordum. Herkes buradaydı. Dostlarım, kızlarım ve eşim. Mutluydum.
Akşam erken olmuştu. Aralığın son günü olduğundan günler çok kısaydı. Yemek saati geldi. Yemek yeme işim sıkıntılıydı. Hala püre ve yoğurt yiyebiliyordum. Henüz masada oturamadığımdan sehpayla gelen yemeklerimi yemeğe çalışıyor ve masada oturanları izliyordum. Benim gibi yeme içme işlerini çok seven biri için zulümdü. Ama iyileşecektim. Azimle o sofraya oturum her şeyi yiyecektim. İnatlıydım, en kısa sürede yeniden ayağa kalkacaktım. Hatta her yere gidip en çok sevdiğim ve özlediğim her şeyi yeniden yiyecektim. İlerde nerelerde neler denediğimi yazacağım. Bir gurme gözüyle değil, bir yemek sever gözüyle.
Eve geldiğimde su içmeyi bile beceremiyordum hala. Bir koltuktan diğerine kızlarımın yardımıyla geçebiliyordum. Ayağa kalktığımda adım atabiliyordum ama oturduğum yerden kalkamıyordum.
Evim iyi gelmişti bana. Kısa sürede toparlayacağıma inanmıştım. Onca zor süreçten geçtikten sonra bu bile büyük kazanımdı.
“kazanımdı” diyorum çünkü hayatla mücadelemi kazandığımı hissediyorum. Yeniden hayata dönmek ve hızla iyileşebilmek.
Büyük sıkıntılar çeken sevdiklerime göre, ben hayat mücadelesini kazanmışım. Hani “ölümden döndü” derler ya, ben bildiğiniz “ölüymüşüm”. Büyük çabalarla ve zor geçen günlerden sonra nihayet evimdeydim. Bundan sonrası da ayrı bir serüven. Çok acı veren bir fizik tedavi süreci var. Uzun uzun yazacağım.
Sevgiyle kalın.
Bana ulaşmak isterseniz, hasta yakınlarının ve hastaların neler hissettiği sorarsanız ve biraz morale ihtiyacınız olursa bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Bloğumu takip ederseniz sizlere tüm deneyimlerimi paylaşacağım. Ve eğer sosyal medya hesaplarınızda paylaşırsanız pek çok insana moral verebilir.
Herkese acil şifalar. Dilerim.
Gürkan