23 Eylül 2017 Cumartesi

rezalet

Aslında yazılarımda hiç böyle şeyler yazmak istemiyordum. Ancak kendimi çok kötü hissettiğimden tek sefere mahsus böyle bir yazım olsun istedim. Aslında bu bir haykırış.

Sağlık sisteminin ne kadar eksik ve karmaşıklıklarla dolu olduğunu hepimiz farkındayız. Randevu saatinin saçmalığından, ameliyata girecek hastaya “geç kendine bir yatak bul” denmesinden, hastanelerdeki tıbbi depoların kilidinin olmamasından ve bir sürü saçmalıktan herkesin haberi var. Yoksa da olur. Her hastaneye giden hasta ya da hasta yakının başına bunlar gelir. Hele de iyi bir gözlemciyseniz gözünüze diken gibi batar bunlar.

Benim söylemek  istediğim şeyse başka.

Sanatçıların egosu yüksek olur. Ve bu egoyla beslenirler. Onlar için yaptığı sanat çok insan tarafından anlaşılır ve sevilirse, alkışlanırsa bu egoyu yükseltir. Ve sanatçı daha fazla beslenir.

Bir sağlıkçının sanatı nedir?

Ne kadar hasta çabucak iyi olursa sağlıkçı çok daha fazla sevilir ve alkışlanır. Bu egosunun yükselmesine sebep olur ve düzgün beslenen her canlı gibi daha iyi sonuçlar çıkarır. Normalde olması gereken budur. Ve tıpla ilgilenen herkes bu hassasiyette olur. Eczacı, hasta bakıcı, ambulans şoförü, radyolog, fizyoterapisrt, doktor ve hemşireler bu şekilde beslenir ve daha hızlı ve daha verimli sonuçlar üretir. Kısacası sağlıkçının sanatı hastasıdır.

Normal olan buyken arada kendini bilmezler de oluyor.

Geçmişte bir yoğun bakım hemşiresinin ölmek üzere olan bir hastayla selfie çektiğini ve ölüme yakın biriyle nasıl dalga geçebildiğini görmüştük. Herkes çok kınamıştı 19 Ekim 2016 tarihinde İstanbul Haseki Eğitim Araştırma Hastanesinde gerçekleşen bu olaydan sonra hemşire açılan soruşturmayla görevden alındı sonra özür diledi. Eminim bu işi artık yapamıyordur. Ama “ ölüme ramak kala” diye not düşüp çok sanatsal bir iş yapmış gibi böbürlenen bu kişi şimdi aramızda. Anne babası ile yaşıyor ve mutludur. Ona yaptığı işi seçerken ne kadar kutsal olduğunu anlatamamış ve evde terbiye verememiş anne ve babasını kınıyorum ben.

Ardından, daha üzerinden bir yıl geçmeden başka ve daha kötü bir rezalet daha çıktı. Adapazarı’nda bir özel hastanede yoğun bakımdaki çaresiz bir insana sigara verip dalga geçen ve buna müsaade edip bir de video çeken diğerleri çıktı ortaya.

Şimdi ne olacak?

Eminim kınanacak, belki dava açılacak ve belki de meslekten men edilmeye kadar gidecek bu iş. Ardından ceza bile verilebilir. Büyük ihtimalle para cezası kesilip toplumdaki hayatlarına dönecekler.
Aslında burada asıl ceza kesilecek kişi çocuklarını bu kadar vicdansız, ahlaksız yetiştiren anne babalar olmalı. Yoğun bakıma girerken sigaraları, telefonları falan toplamak çözüm değil. İçeri giren hemşire eğlenmek isterse çaresiz hastanın fişini çeker ve yine eğlenir. Her şey o hemşirenin ya da hasta bakıcının terbiyesiyle ve vicdanıyla sınırlı.

Asıl eğitim ailede başlar derler ya. İnsan olmayı anne baba öğretir çünkü.

Sevgiyle kalın
Gürkan Akman