28 Temmuz 2017 Cuma

Pinpon topu. Ben

Pinpon topu. Ben
 Eşim önceden konuşup yer ayarladığı için bir sorun beklenmiyormuş. Önceden gelip konuştuğu ve yatış evraklarımı göstermesine ve oda ayırtmasına rağmen hastanede sorun çıkmış.
Onca eziyetle getirildiğim hastanede bir buçuk saat sedyede koridorda bekletildim. Tam bir buçuk saat başımda pazarlıklar yapıldı. Pazarlık dediysem yanlış anlaşılmasın, para pazarlığı falan değil. Trokestomili hasta için uygun değilmiş hastane. Bunu söylemek oraya gelip beni görmeleri mi gerekiyordu bilemiyorum?
Hastanenin kapısında bekletilmedim. Beni hemen koridora aldılar. Bekliyorlar odaya geçebilmem için. Doktorlar geldiler, eşim bir şeyler konuştu. Bir sorun çıktığını anlamıştım. Doktor bir başka doktoru çağırdı. Gelmesi beklendi. Beni alamayacaklarını söylediler. Ben öylece koridorda sedyede yatıyorum ama. Herhalde psikolojim bozulmasın diye beni bir odaya sokuşturdular. O odada bir hasta var, öylece bekliyorum. Terliyorum. Sedyedeyim. Ellerim bağlı. Oda iki kişilikti. Diğer yatak boştu ama yatışım yapılmadığından öylece bekletiyorlardı. Beni getiren hasta bakıcı vardı başımda. Herkes bir yerlere koşuştururken ben sımsıkı bağlı öylece yatıyordum. Bu telaş bir saate yakın sürdü. Hasta bakıcı söyleniyor başımda. Orada kalmak istemiyor, belli.
Derken beni yeniden ambulansa götürmek için sürüklemeye başladılar. Belli ki bir şeyler ters gitmişti. Başımda hasta bakıcı söyleniyor, eşim kızgın, herkes sıkıntılı belli.
Hastanenin bahçesine çıkardılar. Bir 10 dakika ambulansın gelmesini bekledik sanırım. Kasım soğuğu olduğundan ve hastanenin sıcak havasından çıktığımdan üşüyordum. Öylece yatarken yüzüme çarpan soğuk hava iyi gelmişti ama ben bana niye bu kadar zulüm çektirildiğini anlayamıyordum. Bekledik ve bekledik. Sağlıkta işlerin ne kadar umursamazca ve düzensizce olduğunu ilk orada öğrendim. Hastanelerde çağdaşlaştık gibi şeyler dense de sistemlerin ne kadar çarpık ve birbirinden kopuk olduğunu ilk olarak fark etmiştim. Hem hastaneye getirilişimdeki süre, hem önceden raporlarla konuşulmuş ve kabul edileceği söylenmiş bir hastaneye- hem de oraya kadar getirildikten sonra – geri çevrilmem, hastane koridorunda uzun süre bekletilmem, kapı önünde soğukta beklememden anlamıştım daha ilk günden. Tapu dairesindeki işler gibi karmaşık ve sıkıntılı günlermiş. Dilerim ki kimsenin yolu düşmesin.
Beni yeniden ambulansla geri götürdüler yoğun bakımda kaldığım hastaneye. Yolda uyutulduğum için başıma neler geldiğini hiç bilmiyorum. Gözümü açtığımda – sonradan eski hastanem olduğunu öğrendiğim – hastanenin acil servisinde yatırılmışım. Perde örtülü olduğundan olup biteni anlayamıyordum. Yanı başımda, perdenin arkasında eşim yatıyormuş. Geri geldiğim hastanede oda olmadığından beni kabul edemeyeceklerini söylemişler ve eşim sinir krizi geçirmiş. Yanı başıma yatırmışlar. Düşünebiliyor musunuz? 2 saat önce beni ambulansa bindirip gönderen hastane geri geldiğimde diyor ki  “odamız yok, alın hastanızı”. Beni acil serviste bir yatakta en fazla iki saat daha tutabilirlermiş. Söylenilen şu;
-Alın hastanızı ne yaparsanız yapın
Boğazımda trokestomi, felçli bir hasta, konuşamıyor ve bitkisel hayattan yeni çıkmış -ki daha belli değil-.
-Gümüş konül takalım, evde bakın.
Hiçbir sağlık bilgisi olmayan eşim, kızlarım benimle ne yapabilirler. Ayrıca evde hiçbir tıbbi cihaz yok. Böyle bir şey istenmeden önce hasta yakınına verilen bir eğitim olmalı. Ve önceden evde tertibat hazırlanmalı. Bütün bunlar yapılmadan eşime söylenen şey, “yerimiz yok”. Bu durumda hasta yakınlarının sinir krizi geçirmesi ve öfkelenmesi kadar doğal bir durum olamaz sanırım.
Neyse ki orahayim hastanesinde yer ayarlamışlar bir an önce. Kardeşim bir yakın dostumuzla birlikte gidip gelmişler hemen. Halledilmiş bir şekilde. Diyeceğim şu ki, hastanın ve hasta yakınlarının ne çektiğinin hiç önemi yok. Hastanelerde hastaya profesyonel bir iş muamelesi yapılıyor. Vicdan sahibi hekimlerimizi tenzih ederek söylüyorum. Ama hastanelerimizde maalesef hastaya verilen değer bu kadar. Üzülüyorum bunları yazarken ama bir ben ve bir eşim bilir yaşadıklarımızı.
Orahayim hastanesinde güzel günler geçti ve beni yeniden hayata kazandıran hastane orası. Yazacağım Özel Balat Hastanesi ile ilgili.
Herkese acil şifalar dilerim.
Sevgiyle kalın.
Bana ulaşmak isterseniz, hasta yakınlarının ve hastaların neler hissettiği sorarsanız ve biraz morale ihtiyacınız olursa bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Bloğumu takip ederseniz sizlere tüm deneyimlerimi paylaşacağım. Ve eğer sosyal medya hesaplarınızda paylaşırsanız pek çok insana moral verebilir.
Herkese acil şifalar. Dilerim.
Gürkan