Pinpon topu. Ben
Eşim önceden konuşup
yer ayarladığı için bir sorun beklenmiyormuş. Önceden gelip konuştuğu ve yatış
evraklarımı göstermesine ve oda ayırtmasına rağmen hastanede sorun çıkmış.
Onca eziyetle getirildiğim hastanede bir buçuk saat sedyede
koridorda bekletildim. Tam bir buçuk saat başımda pazarlıklar yapıldı. Pazarlık
dediysem yanlış anlaşılmasın, para pazarlığı falan değil. Trokestomili hasta
için uygun değilmiş hastane. Bunu söylemek oraya gelip beni görmeleri mi
gerekiyordu bilemiyorum?
Hastanenin kapısında bekletilmedim. Beni hemen koridora
aldılar. Bekliyorlar odaya geçebilmem için. Doktorlar geldiler, eşim bir şeyler
konuştu. Bir sorun çıktığını anlamıştım. Doktor bir başka doktoru çağırdı.
Gelmesi beklendi. Beni alamayacaklarını söylediler. Ben öylece koridorda
sedyede yatıyorum ama. Herhalde psikolojim bozulmasın diye beni bir odaya
sokuşturdular. O odada bir hasta var, öylece bekliyorum. Terliyorum.
Sedyedeyim. Ellerim bağlı. Oda iki kişilikti. Diğer yatak boştu ama yatışım
yapılmadığından öylece bekletiyorlardı. Beni getiren hasta bakıcı vardı
başımda. Herkes bir yerlere koşuştururken ben sımsıkı bağlı öylece yatıyordum.
Bu telaş bir saate yakın sürdü. Hasta bakıcı söyleniyor başımda. Orada kalmak
istemiyor, belli.
Derken beni yeniden ambulansa götürmek için sürüklemeye
başladılar. Belli ki bir şeyler ters gitmişti. Başımda hasta bakıcı söyleniyor,
eşim kızgın, herkes sıkıntılı belli.
Hastanenin bahçesine çıkardılar. Bir 10 dakika ambulansın
gelmesini bekledik sanırım. Kasım soğuğu olduğundan ve hastanenin sıcak
havasından çıktığımdan üşüyordum. Öylece yatarken yüzüme çarpan soğuk hava iyi
gelmişti ama ben bana niye bu kadar zulüm çektirildiğini anlayamıyordum.
Bekledik ve bekledik. Sağlıkta işlerin ne kadar umursamazca ve düzensizce
olduğunu ilk orada öğrendim. Hastanelerde çağdaşlaştık gibi şeyler dense de
sistemlerin ne kadar çarpık ve birbirinden kopuk olduğunu ilk olarak fark
etmiştim. Hem hastaneye getirilişimdeki süre, hem önceden raporlarla konuşulmuş
ve kabul edileceği söylenmiş bir hastaneye- hem de oraya kadar getirildikten
sonra – geri çevrilmem, hastane koridorunda uzun süre bekletilmem, kapı önünde
soğukta beklememden anlamıştım daha ilk günden. Tapu dairesindeki işler gibi
karmaşık ve sıkıntılı günlermiş. Dilerim ki kimsenin yolu düşmesin.
Beni yeniden ambulansla geri götürdüler yoğun bakımda
kaldığım hastaneye. Yolda uyutulduğum için başıma neler geldiğini hiç
bilmiyorum. Gözümü açtığımda – sonradan eski hastanem olduğunu öğrendiğim –
hastanenin acil servisinde yatırılmışım. Perde örtülü olduğundan olup biteni
anlayamıyordum. Yanı başımda, perdenin arkasında eşim yatıyormuş. Geri geldiğim
hastanede oda olmadığından beni kabul edemeyeceklerini söylemişler ve eşim sinir
krizi geçirmiş. Yanı başıma yatırmışlar. Düşünebiliyor musunuz? 2 saat önce
beni ambulansa bindirip gönderen hastane geri geldiğimde diyor ki “odamız yok, alın hastanızı”. Beni acil
serviste bir yatakta en fazla iki saat daha tutabilirlermiş. Söylenilen şu;
-Alın hastanızı ne yaparsanız yapın
Boğazımda trokestomi, felçli bir hasta, konuşamıyor ve
bitkisel hayattan yeni çıkmış -ki daha belli değil-.
-Gümüş konül takalım, evde bakın.
Hiçbir sağlık bilgisi olmayan eşim, kızlarım benimle ne yapabilirler.
Ayrıca evde hiçbir tıbbi cihaz yok. Böyle bir şey istenmeden önce hasta
yakınına verilen bir eğitim olmalı. Ve önceden evde tertibat hazırlanmalı.
Bütün bunlar yapılmadan eşime söylenen şey, “yerimiz yok”. Bu durumda hasta
yakınlarının sinir krizi geçirmesi ve öfkelenmesi kadar doğal bir durum olamaz
sanırım.
Neyse ki orahayim
hastanesinde yer ayarlamışlar bir an önce. Kardeşim bir yakın dostumuzla
birlikte gidip gelmişler hemen. Halledilmiş bir şekilde. Diyeceğim şu ki,
hastanın ve hasta yakınlarının ne çektiğinin hiç önemi yok. Hastanelerde hastaya
profesyonel bir iş muamelesi yapılıyor. Vicdan sahibi hekimlerimizi tenzih ederek
söylüyorum. Ama hastanelerimizde maalesef hastaya verilen değer bu kadar.
Üzülüyorum bunları yazarken ama bir ben ve bir eşim bilir yaşadıklarımızı.
Orahayim hastanesinde güzel günler geçti ve beni yeniden
hayata kazandıran hastane orası. Yazacağım Özel
Balat Hastanesi ile ilgili.
Herkese acil şifalar dilerim.
Sevgiyle kalın.
Bana ulaşmak isterseniz, hasta
yakınlarının ve hastaların neler hissettiği sorarsanız ve biraz morale
ihtiyacınız olursa bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Bloğumu takip ederseniz sizlere tüm
deneyimlerimi paylaşacağım. Ve eğer sosyal medya hesaplarınızda paylaşırsanız
pek çok insana moral verebilir.
Herkese acil şifalar. Dilerim.
Gürkan