22 Ağustos 2017 Salı

Komik şeyler.

Komik şeyler.

Işık gördün mü?
Benim kalbimin durduğunu öğrenen herkes bu soruyu sordu. Öbür tarafa gidip gelmiştim yaJ Haklı insanlar. 52 dakika içinde kim bilir neler yaşamıştım. Her yakınım ve hikayemi dinleyen herkes bu Soruyu muhakkak sordu. Gülüp geçiyoruz elbette ama zor tabi benim için de benim durumumu bilen yakınlarım için de.
Hani “Her canlı ölümü tadacaktır.” der ya kutsal kitap. Ben o ölümü tatmıştım sanki. Bir şeyler görmüş olmalıydım. Gidip gelip haber getirmem gerekiyordu J
Bu durumda şunu söylemeliyim. “ışık falan yok”.
Evet yok öyle bir şey. Bilincim kapalı olduğundan mı yoksa gerçekten bunun bir uydurma olduğundan mı bilinmez. Ama yok öyle bir şey. Bunun en güzel açıklaması Cem Yılmaz şovunda var.
Ben zaten hastalandığım günü hiç hatırlayamıyorum ve ancak yoğun bakımda uyandırıldığımda farkına varmışım ya, varsa bile hatırlamıyorum. Ama böylesine önemli bir şey olsa hatırlardım sanırım.
Sen sarhoş musun?
Fiziksel bir bozukluk olmadığından hasta olduğum anlaşılmıyordu. Saçlarım yeniden uzamış, eski kiloma dönmüştüm. E alnımda da yazmıyordu ki. “Bu adamın kalbi 52 dakika durdu. Beyne oksijen gitmediğinden konuşması sıkıntılı.”
Tarlabaşı’nda bir yer sordum. Genç bir çocuktu. Ve oralarda her şey bulunduğundan benim konuşmamı kafam güzel sanmıştı çocuk.
-          Abi sen ne içtin hiç kokmuyor
dedi. Çok güldüm. Gülmek iyi bir şey.
Amedeus ilk kullanan olmak.
Bir önceki yazımda yazdığım gibi, uzun bir fizik tedavi sürecinden sonra dışarı çıkmaya başlamış ve bir özel hastanede bulunan cihazı kullanmaya gider olmuştuk. Ancak bu cihaz Türkiye’de tek ve ilk kullanıcısı bendim. Fizyoterapistler kısa bir eğitim görmüş ve hasta kayıtlarında hep yalan hesaplar açılmıştı. İlk gerçek kayıt bendim. Aslında o makinenin yegane kullanıcısı da bendim.
Uzun bir uğraştan sonra fizyoterapistin ve benim gayretimle çözdük cihazı. Basit, oyun yüklü ve kullanımı çok zor olmayan bir cihazdı. Toplama bir bilgisayar, alakasız bir klavye  ve çok da makinaya uymayan bir ekran. Özünde bir bilgisayar programı ve oyunları sadece parmaklarınıza yapıştırdığınız mıknatıslar sayesinde oynuyorsunuz. Ancak ben mükemmeliyetçi biri olduğumdan makinayı sorgulamaya başlamıştım.
Arkadaş milyon lira ile para sayılmış bit cihaz, dandik bir bilgisayar seti – belli ki hastanenin eski bilgisayarlarından toparlanmış- ve Bayrampaşa’da herhangi bir tornacı ustasına yaptırılmış kalitede bir işçilik. Oldum olası kızarım alınan paranın hakkını veremeyenlere.
Bir gün yine seanstayken bir firma yetkilisi geldi. Belli ki çağırmışlar. Adama içimi döktüm. Rahatladım ama inanın ben oraya gidip geldiğim sürede hiçbir değişiklik olmadı. Yara bantından bozma bir bant vardı. Almanlar bu işi böyle yapmaz belli ki bunları akşam evde firma sahibi kendi kesmiş, ve hatta kesememiş.
Robotun kullanımını umarım öğrenmişlerdir ve birilerine faydalı oluyordur. Ama ilk kullanıcı olmanın verdiği sıkıntı büyüktü.
Fizik tedavi doktorunun hasta olduğumu anlamaması.
Hala çare arıyoruz ya. Bir doktora gittik. Ama aradığımız doktor değil ve yanlış yerden randevu almışız. Randevu aldığımız bölüm Fizik Tedavi.
Sıramız geldiğinde girdik içeri ve durumu anlattık. Doktor hemiplejiyi anlamadı. Beni evirdi çevirdi ama kusur göremedi. Sağ elim hala iş görmez oysa. Artık nasıl bir fizik tedavi gördüysem fizik tedavi doktoru bile anlayamadı. Her gittiğim doktora epikriz raporunu gösteriyordum. Okuyan tüm doktorlar çok şaşırıyordu ama o bir başka şaşırmıştı.
Sevgiyle kalın.
Bana ulaşmak isterseniz, hasta yakınlarının ve hastaların neler hissettiği sorarsanız ve biraz morale ihtiyacınız olursa bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Bloğumu takip ederseniz sizlere tüm deneyimlerimi paylaşacağım. Ve eğer sosyal medya hesaplarınızda paylaşırsanız pek çok insana moral verebilir.
Herkese acil şifalar. Dilerim.
Gürkan