Mutsuz son!
Babam öldüğünde yirmi üç yaşındaydım. Ölümün nasıl soğuk bir
şey olduğunu elli yaşındaki babam öldüğünde tatmıştım. Şimdi kırk yedi
yaşındayım ve hala acısı yüreğimde. Ve hala “baba” denildiğinde yanar içim.
Babam benimle çok benzer bir sebepten ve günün teknolojisi o yıllarda
olmadığından ve küçük yerde olmamızın getirdiği şanssızlıktan dolayı öldü.
Soğuk bir kış günü onu yatırdık. Acısı hemen hissedilmiyor. En
başlarda sadece eksiklikten doğan şaşkınlığı oluyor. Birkaç gün sonra acı hissetmeye
başlanıyor. Birkaç ay bu acı gittikçe büyüyor. İlk iki seneden sonra acı kısmen
yerini hüzne bırakıyor.
Neticede yaşam devam ediyor ve alışıyorsunuz. Onsuz geçen
sürelerde çeşitli iyi ya da kötü gelişmeler o acının boşluğunu dolduruyor. Öyle
de olmak zorunda. İnsan yaşadığı tüm acıları biriktirirse yaşayamaz.
İnsanın en büyük erdemi ortama alışmak. Bu da kötü bir şey
değil. Yani alıştığınızda ilk seferki acı kadar hissetmiyorsunuz.
Hatırlandığında yürek cız ediyor ve daha kolay atlatıyorsunuz.
Dün gencecik kuzenimizi defnettik. Cenazedeydik. Henüz kırk
beş yaşında ve anneydi. Hepimiz aşırı üzgündük. Biri yirmi bir , diğeri on bir yaşında
iki oğlunu bırakıp gitti. Her cenaze sahibi gibi biraz kadere öfkelenecek,
biraz üzülecek, kendini yalnız hissedecekler. Elbette çok zor günler geçirecekler.
Elbette ki “ha” dediğinde unutulmayacak. Sonuçta anne artık yok.
Babam öldüğünde Çanakkale’de bir mezarlık vardı. Sonrasında gittiğim
cenazelerde arkasındaki bir alanı da mezarlık yaptıklarını görmüştüm. Yıllar
sonra şehir dışına bir mezarlık daha kurulmuştu. Çorak ağaçsız bomboş bir
arazi. Dün gittiğimde orası da yetmemiş. Bambaşka bir yer daha ilave edilmiş.
Oranın adına da “yeni mezarlık” deniyor. Düşündüğümüzde saçma geliyor.
Mezarlığın yenisi mi olur? Oluyormuş. Kimler göçüp gidiyor. Unutulmamalı ki bunun
sonu yok.
Bu sebeple hayatın akışında acıyı unutmadan yaşama devam
etmek gerekiyor. Acı bir kenarda durmalı ama hayat da devam etmeli.
Hep moral verecek şeyler yazıyordum. Bu yazı biraz can
sıkacak biliyorum. Hasta yakınlarından kötü haberler gelmeye başladı ve çok
üzülüyorum.
Bu yazım ile başta Arda, Atakan ve Aydın olmak üzere tüm
yakınını kaybedenlere baş sağlığı diliyorum. Taziyemi kabul ediniz.
Gürkan