27 Haziran 2017 Salı

Yoğun bakımda hasta acı çeker mi?

Yoğun bakımda hasta acı çeker mi ?
Eğer beyin tamamen ölmüşse bence acı çekmez. Ancak ben, yani beyni tam hasar almamış ben, kendime geldiğimde acı çekmeye başlamıştım. Bunu hissediyordum.
Fiziksel acı;
Özellikle yatakta oynatılırken, örneğin çarşaflar değiştirilirken sağa sola döndürüldüğümde, başım savrulduğumda oldukça sarsılıyordum. Hasta bakıcıların umursamazlığından mı bilinmez, oldukça sıkıntılıydım. Sonrasında bir rahatlama oluyordu elbette.
Ama şu aspirasyon. Evet o canımı çok acıtıyordu. Bilmem yoğun bakımdaki hasta bakıcıların elinin ağır olmasından bilmem iyileşme sürecimin gerçekleştirdiğim hastanedeki hemşirelerinin elinin hafifliğinden mi bilinmez, Sonrasında ben bu duruma alıştım sanki.
Bir diğer acı da hareketsiz olmanın getirdiği yorgunluk. Evet yanlış yazmadım, yorgunluk. Dümdüz yatan bir hastanın üstündeki örtü bile ağır geliyor. Üstümde bir araba varmış gibi hissediyordum. Ayaklarım yatmaktan dümdüz olduğundan mıdır bilinmez ama yorganımı sürekli atmaya çalışıyormuşum. Bir de sıkı terleme. O benim en büyük derdimdi.
Bir de yatak yaraları var. Bende hiç olmamıştı ama bilinci yarı açık hastaların bundan çok muzdarip olduğunu düşünüyorum. Olsaydı acı çekerdim sanırım.
Psikolojik acı;
Bu bilinci yarı açık olanın çekebileceği en büyük acı. Örneğin ben her gözümü açtığımda yanımdaki yatakta yatan hastanın değiştiğini görüyordum. Bu şu demek, hasta ex. Götürüp yerine yenisini getiriyorlar. Ben yatak çarşaflarını değiştiren hastabakıcılardan duyuyordum. Yanı başınızda yatan hasta siz gözlerinizi kapadığınızda yok. Bu oldukça moral bozucu bir durum. Ve yoğun bakıma gelen bilinci açık diğer hastalar. İki yatak ötenizde yatan hasta ameliyattan yeni çıkmış. Bilinçsizce bağırıyor. Bunun için kimse bir şey yapamaz elbette. Ama bu da sizin moralinizi bozan son derece kötü bir durum.
Ve gelelim başınızda geyik muhabbeti yapan hastabakıcılara. Telefonunda müzik açan mı istersin. Temizlik yaparken şarkı söyleyen mi istersin. Yoğun bakıma yeni hasta getirenlerin içeride gördükleri meslektaşlarıyla şakalaşanlar mı istersin. Orada her şey var. Onlara göre hasta duymuyor ya, rahatlar tabi.
En büyük acım da vermeye çalıştığım mesajların algılanamaması oldu sanırım. Sol elime tutturdukları topu atıyordum bir sıkıntım olduğunda. Baktım farketmiyorlar yine atıyordum. Terliyorum, bakın bana. Ama nafile. En sonunda trakeostomiye takılı olan hava hortumunu çıkarmayı öğrenmiştim. Ekranlarından göründüğü zaman hemen biri geliyor ve fırça atmaya başlıyordu. Takıp giderse yeniden çıkarıyordum. Anlasanıza “ bir derdim var”.
Bana ulaşmak isterseniz, hasta yakınlarının ve hastaların neler hissettiği sorarsanız ve biraz morale ihtiyacınız olursa bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Bloğumu takip ederseniz sizlere tüm deneyimlerimi paylaşacağım. Ve eğer sosyal medya hesaplarınızda paylaşırsanız pek çok insana moral verebilir.
Herkese acil şifalar. Dilerim.
Gürkan