8 Eylül 2017 Cuma

Hastalıktan neler öğrendim 4 çaresizlik

Çaresizlik.

Hasta yakınlarının çaresiz bir bekleyişi vardır.
Bahsettiğim oğlu grip olunca nane limon kaynatıp çocuğunun öksürüğü kesilsin diye bekleyen anne çaresizliği değil.

Bu ameliyata giren birinin yakınları için de, yeni doğacak çocuğunu doğumhane kapısında bekleyen baba için de, yoğun bakımda yatan bir hastanın yakını için de benzeşiyor.
Sonuçta bilinmezlikle beklenen bir süreç var. Maalesef bu süre bazen dakikalar bazen de günler sürebiliyor. Benim için aylarca çaresizce beklemişlerdi.

Yazılarıma gelen onlarca cevap mektubunda yazanlar için  hep aynı endişe ve çaresizlik görünüyor. Kiminin kardeşi kiminin annesi kiminin babası kiminin bir yakını. Herkesin ortak sorduğu soru şu.

-          Acaba iyileşir mi?

Öncelikle şu bilinmeli ki ben doktor ya da şifacı değilim. Bu durumda doktorunuzun söyledikleri esas alınmalıdır. Ben sadece yaşadıklarımı yazmaya ve hasta yakınlarına moral vermeye çalışıyorum. Vereceğim moral de kendi yaşamış olduğum durum ile alakalı bir bağ kurabilmek ve araştırıp öğrenebildiklerimi paylaşmak. Hastanın ne aşamada olup biteni anlamaya başladığını ve algıladıktan sonrasında neler hissettiğini anlatmak. Benim neler yaşadığımı ve benzer durumları hastanızın da hissetme ihtimali olduğunu söyleyebilmek.

Hasta yakınları doktorların ağzından çıkacak iki kelimeyi bekliyor ve bu iki kelimenin olumlu olmasını diliyor. Haklılar da. Hastayla görüşmesi on dakikayla sınırlı olan bir kişi, dışarı çıktığında sadece “beni tanıdı, duyuyor, anlıyor” gibi bilgi getirebiliyor. Hasta yakınlarının bu çaresizliği bazen umutsuzluğa dönüşüyor ya. Dönüşmesin. Her şey iyiye gider gibi bir iddiam yok elbette. Ama siz enerjinizi olumlu tutmayı sürdürürseniz bu hastaya iyi gelecektir.

Buna çeşitli inanışlarda çeşitli isimler bulmak mümkün. Ben enerji demeyi seçtim.

Doktorlar hasta yakınlarını her ihtimale hazırlamak zorunda. Bir doktor hasta yakınını gereksiz ümitlendirir ve sonuç ümit edilen gibi olmazsa hasta yakının üzüntüsü daha büyük olacaktır. Doktor en kötü duruma hazırlar ve sonuç müspet olursa sevinç çok daha büyük olacaktır. Doktoru beklerken böyle düşünülmeli. Doktorun her söylediği kaydedip sonrada “ne demek istedi?” diye Google araması yapmak çok doğru bir şey değil. Çünkü arama motorlarında maalesef çok yalan yanlış bilgi var.

Bir de her gelen ziyaretçinin bir fikri, bir ön görüsü olur. Her söylenen ciddiye alınmamalı. Belli ki bir yerlerden duymuş, okumuş veya bir yakının yakını benzer bir durum yaşamış. Bunun hasta yakınlarına çok da fazla bir faydası olmaz. Çaresizlikle her söyleneni doğru kabul eder ve her denileni yaparsanız sonuç karmaşadan başka bir şey olmaz. Her gelen fikrini söyler ve gider ama hasta yakını yine doktorun söyleyeceği iki kelimeye kalır.

Çaresiz olduğunuzu hissettiğiniz zaman hastadan uzaklaşmak en iyi terapi. Hastane bahçesi, bir çay her durumda iyi gelir. Sürekli kapıda beklemek ve hastanede olmak hasta yakınının psikolojisini olumsuz etkileyeceğinden, olup biteni yanlış anlamasına gereksiz panik yapmasına sebep olacaktır. Bu durumda hasta yakınının bir nefes alması iyi olabilir.

Benim hastalığım spesifik bir durum. Hastanenin acil servisinde başıma gelmiş bir olay ve genç bir hekimin inadı sayesinde hayatta kalmışım ve sonrasında çok iyi bakıldım. Şu, muhakkak fark edilmeli ki Beynim 52 dakika oksijensiz kalmamış. Kalbim durmuş ve 52 dakika sonunda yeniden çalışmış. Ama bu süre içinde dişlerim kırılarak oksijen takviyesi yapılmış. Beynin 52 dakika oksijensiz kalması durumu yok. Beyin saniyeler içinde bile büyük hasar oluşan bir organ. Ve hasarın giderilmesi çok zor. Ben şu anda -konuşma yavaşlığı ve sağ el parmaklarımın sıkıntısı dışında- iyiyim. Ancak bu her hastanın iyileşeceğini göstermiyor. Hukukta olduğu gibi bir emsal dava olarak gösterilemem yani.

Her hastanın geçmişi, yaşadığı sıkıntı, aldığı hasar, yaşı, bulunduğu yer farklı olduğundan benim yaşadıklarımla kıyaslanırken dikkat edilmeli.

Gelen yazılardan gördüğüm kadarıyla herkes çaresizce bekliyor. Umudunuzu hiç yitirmeyin ama gereksiz umutlar da üretmeyin. Sonuç hayal bile edilemeyecek kadar iyi de olabilir, hayal kırıklığı da.

Sevgiyle kalın.

Bana ulaşmak isterseniz, hasta yakınlarının ve hastaların neler hissettiği sorarsanız ve biraz morale ihtiyacınız olursa bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Bloğumu takip ederseniz sizlere tüm deneyimlerimi paylaşacağım. Ve eğer sosyal medya hesaplarınızda paylaşırsanız pek çok insana moral verebilir.
Herkese acil şifalar. Dilerim.
Gürkan


https://www.facebook.com/52dakika/