Çaresizlik.
Hasta yakınlarının çaresiz bir
bekleyişi vardır.
Bahsettiğim oğlu grip olunca nane
limon kaynatıp çocuğunun öksürüğü kesilsin diye bekleyen anne çaresizliği
değil.
Bu ameliyata giren birinin
yakınları için de, yeni doğacak çocuğunu doğumhane kapısında bekleyen baba için
de, yoğun bakımda yatan bir hastanın yakını için de benzeşiyor.
Sonuçta bilinmezlikle beklenen
bir süreç var. Maalesef bu süre bazen dakikalar bazen de günler sürebiliyor.
Benim için aylarca çaresizce beklemişlerdi.
Yazılarıma gelen onlarca cevap
mektubunda yazanlar için hep aynı endişe
ve çaresizlik görünüyor. Kiminin kardeşi kiminin annesi kiminin babası kiminin
bir yakını. Herkesin ortak sorduğu soru şu.
-
Acaba iyileşir mi?
Öncelikle şu bilinmeli ki ben
doktor ya da şifacı değilim. Bu durumda doktorunuzun söyledikleri esas
alınmalıdır. Ben sadece yaşadıklarımı yazmaya ve hasta yakınlarına moral
vermeye çalışıyorum. Vereceğim moral de kendi yaşamış olduğum durum ile alakalı
bir bağ kurabilmek ve araştırıp öğrenebildiklerimi paylaşmak. Hastanın ne aşamada
olup biteni anlamaya başladığını ve algıladıktan sonrasında neler hissettiğini
anlatmak. Benim neler yaşadığımı ve benzer durumları hastanızın da hissetme
ihtimali olduğunu söyleyebilmek.
Hasta yakınları doktorların
ağzından çıkacak iki kelimeyi bekliyor ve bu iki kelimenin olumlu olmasını
diliyor. Haklılar da. Hastayla görüşmesi on dakikayla sınırlı olan bir kişi,
dışarı çıktığında sadece “beni tanıdı, duyuyor, anlıyor” gibi bilgi
getirebiliyor. Hasta yakınlarının bu çaresizliği bazen umutsuzluğa dönüşüyor
ya. Dönüşmesin. Her şey iyiye gider gibi bir iddiam yok elbette. Ama siz enerjinizi
olumlu tutmayı sürdürürseniz bu hastaya iyi gelecektir.
Buna çeşitli inanışlarda çeşitli
isimler bulmak mümkün. Ben enerji demeyi seçtim.
Doktorlar hasta yakınlarını her
ihtimale hazırlamak zorunda. Bir doktor hasta yakınını gereksiz ümitlendirir ve
sonuç ümit edilen gibi olmazsa hasta yakının üzüntüsü daha büyük olacaktır.
Doktor en kötü duruma hazırlar ve sonuç müspet olursa sevinç çok daha büyük
olacaktır. Doktoru beklerken böyle düşünülmeli. Doktorun her söylediği kaydedip
sonrada “ne demek istedi?” diye Google araması yapmak çok doğru bir şey değil.
Çünkü arama motorlarında maalesef çok yalan yanlış bilgi var.
Bir de her gelen ziyaretçinin bir
fikri, bir ön görüsü olur. Her söylenen ciddiye alınmamalı. Belli ki bir
yerlerden duymuş, okumuş veya bir yakının yakını benzer bir durum yaşamış.
Bunun hasta yakınlarına çok da fazla bir faydası olmaz. Çaresizlikle her
söyleneni doğru kabul eder ve her denileni yaparsanız sonuç karmaşadan başka
bir şey olmaz. Her gelen fikrini söyler ve gider ama hasta yakını yine doktorun
söyleyeceği iki kelimeye kalır.
Çaresiz olduğunuzu hissettiğiniz
zaman hastadan uzaklaşmak en iyi terapi. Hastane bahçesi, bir çay her durumda
iyi gelir. Sürekli kapıda beklemek ve hastanede olmak hasta yakınının
psikolojisini olumsuz etkileyeceğinden, olup biteni yanlış anlamasına gereksiz
panik yapmasına sebep olacaktır. Bu durumda hasta yakınının bir nefes alması
iyi olabilir.
Benim hastalığım spesifik bir
durum. Hastanenin acil servisinde başıma gelmiş bir olay ve genç bir hekimin
inadı sayesinde hayatta kalmışım ve sonrasında çok iyi bakıldım. Şu, muhakkak fark
edilmeli ki Beynim 52 dakika oksijensiz kalmamış. Kalbim durmuş ve 52 dakika
sonunda yeniden çalışmış. Ama bu süre içinde dişlerim kırılarak oksijen
takviyesi yapılmış. Beynin 52 dakika oksijensiz kalması durumu yok. Beyin
saniyeler içinde bile büyük hasar oluşan bir organ. Ve hasarın giderilmesi çok
zor. Ben şu anda -konuşma yavaşlığı ve sağ el parmaklarımın sıkıntısı dışında-
iyiyim. Ancak bu her hastanın iyileşeceğini göstermiyor. Hukukta olduğu gibi
bir emsal dava olarak gösterilemem yani.
Her hastanın geçmişi, yaşadığı
sıkıntı, aldığı hasar, yaşı, bulunduğu yer farklı olduğundan benim
yaşadıklarımla kıyaslanırken dikkat edilmeli.
Gelen yazılardan gördüğüm
kadarıyla herkes çaresizce bekliyor. Umudunuzu hiç yitirmeyin ama gereksiz
umutlar da üretmeyin. Sonuç hayal bile edilemeyecek kadar iyi de olabilir,
hayal kırıklığı da.
Sevgiyle kalın.
Bana ulaşmak isterseniz, hasta
yakınlarının ve hastaların neler hissettiği sorarsanız ve biraz morale
ihtiyacınız olursa bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Bloğumu takip ederseniz sizlere
tüm deneyimlerimi paylaşacağım. Ve eğer sosyal medya hesaplarınızda
paylaşırsanız pek çok insana moral verebilir.
Herkese acil şifalar. Dilerim.
Gürkan
https://www.facebook.com/52dakika/